21 Temmuz 2014 Pazartesi

Bağımlılık

Onunla ilk karşılaşmam mesafeliydi. Onun da diğerleri gibi yapmacık ve suni olduğu ile ilgili ön yargıarım vardı. Artık maymun iştahlı küçük bir çocuk olmadığım için, karşımdakini ambalajına ya da hakkında söylenenlere göre değerlendirmemem gerektiğini artık biliyordum. O yüzden onun o janjanınakanmadım.
Ardı ardına gelen teklifleri defalarca reddettim. Herkesin ona bu kadar bayılmasını da anlayamıyordum. Ona bir şans vermemde en etkili kişi ise kankam oldu. Denemeden hayır dememem gerektiğini söyledi. Sonunda teklifine evet dedim.
O ilk anı unutamıyorum. Bu kadar yoğun ve çekici olmasını beklemiyordum. Ayaklarım yere basmıyordu. Resmen tutulmuştum. O kısacık zaman diliminin bitmemesi için her anı uzata uzata tadını çıkardım.
Damarlarımda onun aktığını hissedebiliyordum. O andan itibaren hayatım boyunca onu asla bırakamayacağımı biliyordum. O artık benim zaafımdı.
Hala da öyle. En kötü anımda, en mutsuz olduğum anlarda sadece onu arıyor, ona ihtiyaç duyuyorum. Teselliyi

24 Haziran 2014 Salı

Bir Pasta Yapmış Yanağını Dayar Uyursun!

Nasıl atlayıp zıplasam, sevinçten nasıl göbecikler atsam bilemiyorum. İçim içime sığmıyor çünkü Cafe Fernando'nun kitabı bu gün kargodan geliyor!
Tamam, kabul. Bir yemek kitabı herkes için çok çok sevindirici bir şey olmayabilir ama uzun süredir beklediğim bu kitap beni çok mutlu etti.

Duyar duymaz internetten baktım, 90 TL ama indirimli 60 TLye geliyor. Dedim ki "kızım git şunu Manisadaki dükkandan al, birilerine prim olur bari haydın dokunur." Hiiiiiiiiiç üşenmedim, haftasonu gittim, Manisadaki D&R'a. Alıcam kitabı bir baktım, mağzada 90 lira! çok pardon ama o prim için 30 TL ödeyemem gerekirse elden veririm dedim, döndüm internetten ısmarladım. Ben aldıktan hemen sonra da internet fiyatı 72TLye çıktı! Baktılar kitap hızla satılıyor hemen fiyatı yükseltti zekiler.

Kitap henüz elime geçmedi, ancak ben bir sıkı bir Cafe Fernando takipçisiyim. Blogda yayınlanan tariflerden şu ana kadar hiç biri beni hayal kırıklığına uğratmadı. Her birini tek tek deneyip, mükemmelleştirene kadar uğraştığını ve son halini paylaştığını söyleyebilirim. Tariflerin yanında onların hikayelerini okumak da çok keyifli. sanki oturmuşsunuz mutfakta, karşınızda Cenk, hem başından geçenleri anlatıyor hemi de

19 Mart 2014 Çarşamba

Orjinal Marjinal Ev Hediyelikleri!


Beni bilen iyi bilir; hediye almak benim en sevdiğim uğraş. Özellikle kimsenin bulamayacağı orijinal hediyeliklere bayılıyorum. Bazen sırf bu yolda günlerimi harcayarak el emeği işler yapıyorum. Günlük hayatta çevremdekileri iyi dinleyip, onlara potansiyel hediye olabilecek bir şeyler buldum mu hemen aklımın bir köşesine not alıyorum. Birkaç gün önce inanılmaz bir sayfaya denk geldim. Baluu’s dream box!

Aslında kendi evini dekore ederken yaratıcı işler çıkartan bir arkadaşımın girişimi. Kendisine yaptığı tabaklar o kadar beğeniliyor ki

9 Mart 2014 Pazar

CHP İzmirde yerel seçimi neden kazanamaz?


İzmir yapı itibariyle sola daha yakın bir şehir. Ayrıca özgürlüğüne ve yaşam tarzına düşkünlüğü de AKP gibi partilere çok sıcak bakmamasına neden oluyor. Eskiden beri CHP’nin egemen olduğu bu şehirde bu yerel seçimlerde AKP’nin yükselişe geçebileceğinin sinyalleri geliyor. CHP en sıkı kalesini kaybediyor.
Bunun nedeni şehir içerisindeki bakışın değişmesi ya da AKP’nin kendini sevdirmesi değil. Aksine son patlak veren “tape” gündemleri sevenini de uzaklaştıracak nitelikte. Bunun nedeni CHP’nin kendi elleriyle kendini mezara gömmesi.
Piriştina İzmir için efsane bir başkandı. Seveni çok fazlaydı. Ancak ölümünden sonra

24 Şubat 2014 Pazartesi

Zamane Aşklarına Kedi Yaklaşımı


Garip bir arkadaşlıktır insanla kedinin dostluğu. Örnek alınası. Kedilerine bağlanıp deli olan “kedili kadın” formatından bahsetmiyorum tabii ki. Antik Mısırdan bu yana süren özgür bağlılıktan bahsediyorum. Bu özgür arkadaşlık, önce köpeklere alışmış olan insan ırkında kedi nankördür algısı yaratmış maalesef. Oysa bu ilişki incelendiğinde günümüz kadının aradığı ilişki tipi olduğu görülebilir.

Peki nedir bu özgür arkadaşlık?

Bir kere, bir kediyi köpekler gibi bir direğe bağlayamazsınız, kuş gibi bir kafese alamazsınız. Hatta tek bir odanın içine tıkılmak bile bir kedi için cinnet sebebidir. Tasmayla gezmeye alıştırılmış bazı kediler olsa bile çoğu kedi karşıdır bu fikre. İstediği an istediğini yapabilmelidir. Yapmak zorunda değildir, ama yapabilmelidir. Kucağınızda biraz fazla mı sıkıştırdınız? Sıyrılıp gidebilmelidir.

Ama ne kadar özgürlüklerine düşkün olsalar da

21 Şubat 2014 Cuma

Everyday I’m puzzleing!


Yıllar önce küçük kardeşim kedileri çok sevdiğim için bana 500lük bir kedili puzzle almıştı. Saman balyasının önünde 2 sarman kedi yavrusu vardı. Günlerce uğraşmıştık yapabilmek için.  Olmadı topladık, 4-5 ay sonra yine başladık. Minicik puzzle’ı sonunda bitirdik ama 1 eksik vardı. Orada burada süründü, sonunda ebedi ikametgahı çöp kutusu oldu.
Yıllar sonra doğum günümde kuzenim ve sevgilisi, bana bira şişelerini resmeden bir puzzle almışlardı. O kadar keyif aldım ki devamı geldi. Ama o zamanlar yaptığım tüm puzzlelar da yurttan ayrılırken unutuldu.
Ailemin yanına taşındığımda dağıntı olacağı ve yer kaplayacağım  için çok ilgilenmedim. Kendi evime geçişle bir tane aldım ama bir türlü ilgilenemedim.

Puzzle’ın hayatıma dönüşü baya bir ilginç oldu. Yılbaşında kuzenim kardeşime bir puzzle hediye etti. Babam ve kardeşim yapmaya başladılar. Odaklanma, beyni çalıştırma, başarma duygusu gibi etkileri onları o kadar tatmin etti ki, babama puzzle almaya başladık :D
Babamın puzzle seveceği hatta bağımlılık olacağı

13 Şubat 2014 Perşembe

Kafayı yedirten kompleks: Hello Kitty Dünyası


Hello Kitty, çizgi filmi bizde çok izlenmemiş bile olsa, hepimizin bildiği bir karakter. Tam pir pazarlama harikası olmasının yanı sıra gayet de sevimli olduğu için yaşıtlarımız olan her genç kızın Hello Kittyli en az bir eşyası olmuştur.
Geçen pazar ziyaret ettiğim kuzenim de bana bir sürpriz yapıp beni Hello Kitty Dünyasına götürdü!!!!

Hello Kitty Dünyası Ataşehirde (sanırım caddede varmış ufak bitane) 4 katlı iki binanın birleşmesiyle oluşturulmuş kocaman bir kompleks. Daha bahçede sizi kocaman heykeller, ve Hello Kittye bulanmış bir araba karşılıyor. Bina da bahçe de öyle dekora edilmiş ki kendinizi çizgi filmin içinde zannediyorsunuz!
İlk kapıdan içeri girerseniz, sizi

Çılgın Proje: Bebek Evi


Pam para paaaam pa pa pa paaaaam! Evet sonunda bloğumda gevezeliklerimden başka ve faydalı bir şey olacak! Çılgın Projemi açıklıyorum: Minik yeğenim Dora için bebek evi yapmak!

Bizim bıdık bebekliğinden beri büyük oyuncakları değil, avcunun içine sığan bebekleri sevdi. Anneannesi bir ara ona sylvian family diye bir oyuncak markasının bebeklerini almış. Sıpacık o kadar çok beğenmiş ki, babası da ona bu bebeklerin setlerini almayı sürdürüyor.
Yaklaşık 8 cmlik bebekler bunlar. Ve kendi boyutlarına uygun mobilyaları var. Merak edenler http://sylvanianfamilies.com.tr/ adresinden inceleyebilir.

Ben de sorumluluk sahibi bir teyzoş olarak, baktım bu mobilyalar artıyor, bunları koyacak bir ev lazım dedim. Hem  bebek evi benim de içimde kalmıştır yıllardır. Bari onunla oynar, nasiplenirim dedim. Zaten annesiyle beni

7 Ocak 2014 Salı

Fal Bakarııım, Bakla Açarııım!

Fal çok acaip bir olay. İnansan başka, inanmasan başka. Genelde içimizden fala inanırız ama itiraf edemeyiz. Hele ki falcının söylediklerini beğenmezsek " bu kadın doğru bilemiyor, sahtekar" deriz. Bu yüzden falcılar da çoğunlukla duymak istediğimizi söyler.

Bir de arkadaş falcılar vardır ki onların işi hepten içler acısı. bir yerke iki laf salladığınız duyulmaya görsün, ne zaman kahve içilse hemen kapatılır "ay bir falıma bakıveeeeeer. Ay geçen ayşeye bakmışsın bana hiç bakmadın aşk olsuuuuun" denir.
Ben de geniş hayal gücüm sayesinde o